Euzü Billahimineşşeytaniracim
Bismillahirrahmanirrahim.
Estağfirullah el Azim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyümü ve etûbileyh.
Elhamdülillahi Rabbil alemiyn. Vessalatü vesselamü ala Resulina Muhammedin el emin.
Rabbişrahli sadri ve yessirli emri. Vahlul ukdeten min lisani yefkahu kavli.
Esselamu aleykum.
Bunca zaman karşımıza büyük engeller çıkmadan tevbelerimizi, istiğfarlarımızı, kefaretlerimizi vs. büyük bir nimet içerisinde yapmaya çalıştık Elhamdülillah. Hz Adem A.S. misali bizlere tövbe etmeyi, dua etmeyi öğreten, hayra yönlendiren, şerri terkettiren Rabbimize hamdu senalar olsun.
Müslümanlar olarak böyle bir dönüş yaşayıp tabir-i caizse, şeytanı mermi manyağı yaptıktan sonra, şeytanın talihine küsüp bir köşeye çekilmesini beklemememiz gerektiğinin, her an Allah'a sığınıp uyanık olmamız gerektiğinin bir örneğini yaşıyoruz bugünlerde.
şeytan büyük planlarından birini daha uygulamaya koydu;
Planın birinci aşaması yaşanıyor şu sıralar; Başkaları adına tövbe etme meselesi.
Herkes biliyor ki başkası adına tövbe etme meselesi tek başına ve sözlük anlamıyla bakıldığı zaman, mantıksız ve boş bir işmiş gibi görünmekte, bunu Erol hocaya da sorsanız aynı cevap gelir diğer sayiklere de.
Ancak bu konuyla ilgili şeytanın gizleyerek üstünü örtmeye çalıştığı meselelerden 1.si;
İnsanlar onca insanın adını andıktan sonra, hem onlar adına hem de kendi adına tevbe istifar ettiğinde, belki tevbe kısmı başkası adına boşa düşüyor olabilir ama aynı cümle içerisinde söylemiş oldukları başkası adına olan istiğfarlar, bağışlanma ve hayır duaları 12'den vuruyordu ve başkası adına tevbenin kesilmesiyle, başkası adına istiğfarın da kısmen yavaşlaması sağlandı.
Gizlemeye çalıştığı meselelerden 2.si ise; insanlar tevbe kelimesini sözlük anlamıyla değil, kalpleriyle anladıkları şekliyle ya da genel şekliyle, bağışlanma talebiymiş gibi kullanıyorlardı, yani her şekilde, HERKES HERKES İÇİN BAĞIŞLANMA TALEBİNDE BULUNUYORDU. Niyette hep bu vardı. Şeytan bu attığı taşla, hem bu yoğun ve tesirli dua ateşini bir nebze kesti, hem de bazı insanlar ESKİ TÖVBELERİNE TÖVBE EDEREK onca yapılan mağfiret dualarını iptal ettiler, böylece yine farkında olmadan lanetli bir orduya birer ikişer katılmaya başladılar. Bu hareketin dayanaklarından biri olarak ta, "bid'at ehli cehennemliktir, başkası adına tevbe etmek te bid'attir" şeklinde, tamamen yanlış anlaşılmış, ilgisi olmayan başka bir söz kullanılıyor. Ayrıca Bid'at meselesine böyle yaklaşmada gizli bir mantık hatası var; örneğin Hz. Peygamber (s.a.v.) rivayete göre günde 100 istiğfar çekermiş, o zaman 1000 istiğfar çekmek bid'at oluyor bu anlayışa göre. Yakın zamanda bir abimizle tanıştım, konuyu bazı imamların bıraktığı kısa sakala getirdi ve dedi ki "bid'at ehli cehennemliktir, ben de bu adamların arkasında namaz kılarken rahatsız oluyorum. Uzun sakal bırakamıyorum, ben de bid'at olmasın diye sakal bırakmıyorum" dedi. Konunun ne kadar yanlış anlaşıldığını görüyorsunuz değil mi? Her bid'atte fenalık yoktur. Bu abimize "senin kriterine göre sakal bırakmayarak bid'atin kralını yapıyorsun" dediğimde ise cevap bulamadı, ama acı olan tarafı, bir cevabının olmamasına rağmen tavrından geri dönmemesi idi.
Şimdi gelelim planın ikinci aşamasına;
İkinci aşamada NİYETLER ifsad edilecek, her hayırda yapılan detaylı niyetler, tekil niyetlere ve sadece kendi adına yapılan niyetlere dönüştürülecek. Doğrusunu şüphesiz Allah bilir, tahmini olarak söylüyorum; Öne sürülecek bahaneler şunlar olacaktır; "Başkası adına adak kesilmez, başkasının zekatını sen veremezsin, adak keserken detaylı niyet yapınca detaylar adedince bölündüğü için yeterli olmaz, adaksa adağa niyet et, zekatsa zekata, amel defteri kapanmış adamın borcunu sen ödeyemezsin çünkü sen onun soyundan değilsin, başkası adına helallik verip alamazsın v.s." şu an için ip uçlarından gördüklerim bunlar. Bu hareketle de, en önemli ağır makinalı silahlarımızdan birini elimizden alıp, yerine her seferinde tek mermi alan bir tabanca verecek. İşte tam da burada insanlar uygulamalarından seanslarından sonuç alamamaya, tatmin olmamaya ve "Yaptık ama bişey değişmedi" nidaları yükselmeye başlayacak. "Geçmiş niyetlerimize tövbe" isimli tövbeler de yazılınca görevin bu aşaması da tamamlanmış olacak. "Bu sayiklik te boşmuş, gerek yokmuş"ların çıkmasıyla asıl tehlikeye, bid'at ve hurafe yuvalarına dönüş yaşanacaktır.
Sayik hareketi ile birlikte Allah'ın lütfu olarak açılan gözlerimizin şükrünü böyle mi eda edeceğiz. Dikkat edin, Hakikati öğrendikten sonra yüz çevirenlerin tokadı daha ağır oluyor, Allah hepimizi muhafaza etsin.
Doğruyu yanlıştan ayırmakla ilgili kararsız kalıyorsanız aşağıda ki duayı ettikten sonra kalbinizde güçlü kalan düşünceye uyun;
Euzü Billahimineşeytanirracim.
Bismillahirrahmanirrahiym.
Estağfirullah el Azim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyümü ve etûbileyh.
Elhamdülillahi Rabbil alemiyn. Vessalatü vesselamü ala Resulina Muhammedin el emin.
Rabbişrahli sadri ve yessirli emri. Vahlul ukdeten min lisani yefkahu kavli.
Allah'ım biz çok aciz, çok günahkar kullarınız. Sen ise Sübhansın, Kerîmsin, Latifsin, Basîrsin, Hâdisin, Nursun, Reşîtsin, Alîmsin, Hafîzsin, Müheyminsin. Bizim Sen'den başka sığınacak yerimiz yok, biz yalnız sana ibadet eder, yalnız Sen'den yardım dileriz. Şeytan her adımımıza bir tuzak kurmak istiyor, eğer Sen bizi bağışlamazsan, bize yardım etmezsen perişan oluruz, ziyan oluruz. Bize vereceğin her hayra, her yardıma muhtacız Allah'ım. Bu konuşulan meselede de ben doğruyu yanlışı anlayamadım, bana da, bu konudan haberi olan olmayan bütün müslümanlara da yardım et, basiret ver. Kalplerimize de, akıllarımıza da, dillerimize de, ellerimize de, ayaklarımıza da doğru tercihi ilham et ve bu konuda mutmain eyle bizleri. Şüphesiz Sen her şeyi eksiksiz olarak gören, işiten ve bilensin.
Amin. ElhamdülillahiRabbilalemiyn.
Vessalatü vesselamü ala Resûlina Muhammedin el-Emin.